bitene kadar yazmamaya karar vermiştim ama artık bittiğine ve daha da önemlisi benim istediğim gibi bittiğine göre yazmalıyım diye düşündüm. federeri desteklediğimi belirtmeme gerek yok sanırım.turnuvanın ilk maçlarını takip etmiyorum. aslına bakarsanız çeyrek finallere kadar hiç haberlerini bile izlemiyorum.ama bu sene olağanüstü bir durum oldu.daha çeyrek finale girmeden nadalı eledi göbelin teki (söderling). tabi nadalın elenmesi bir bomba etkisi yarattı bütün dünyada. herkes 'peki federer finali kimle oynayacak?' diye düşünürken ben 'hoşçakal nadal' şarkıları söylemeye başlamıştım bile.nadal ağlarken köşesinde , ben federerin yüzüne gülen kahpe felekle dans ediyordum(bananeyse). artık federeri engelleyecek kimsenin kalmaması sayesinde beliren mutluluk yerini birden, hevesimi her zaman kursağımda bırakan 'acaba?, söderling?, yoksa?, nasıl nadalı elediyse...?' çeldiricilerine bırakmıştı. bu sefer oturdum söderlingi izlemeye.genç irisi birşey.federer de yapılı bir adamdır ama söderling gerçekten dev gibiydi. yarı finalde şilili gonzalezle(speedy gonzalez) oynadı. maçın ortalarında söderlingin performansı oldukça düştü.tamam söderlingin işi buraya kadarmış diye düşünürken son sette söderling küllerinden tekrar doğdu ve maçı aldı. bu maçı kazanmasında gonzalezin hakemlerle olan çekişmeleri de etkiliydi. tenis seyircisi efendi oyuncu sever.hakem top dışarda diyorsa top dışardadır.yok eminim içerde dersen bir kere itiraz edersin sonra köşene çekilirsin.gonzalez hakemlerle çok zıtlaştı, böylece martina hingise yaptığı gibi seyirci gonzalezi dışladı. popoyla çizgiyi silmek ne demek?poponu sürte sürte elendin naber?daha tenis adabını öğrenememiş yarı finale gelmiş birde!
gelelim öteki yarıfinale:federer- del potro
tabiki baştan sona bütün bakış açılarım federerle aynıydı.ama karşısındaki 20 lik del potro diş söktürdü resmen.asıl final kalitesindeki maç bu maçtı.söderlingden kat kat iyiydi del potro.yazık oldu adama.bu maçta performans=federer idi. del potronun sadece aşırı etkili servisleri sayesinde aldığı setler sırasında sakince rakibinin yorulmasını bekledi.bütün seyirciler(özellikle de ben) 'napıyo federer,içmiş mi bu adam?ne zaman toparlanacak'diye federerin yerine endişelenirken o serinkanlılığını korudu. del potro yorulup servisleri etkisini kaybetmeye başlayınca bu sefer federer coştu.biz tenis hakkında ne biliyorduk ki?federere seyircinin ilgisi muazzamdı.federerin her sayısını büyük coşkuyla karşılayan seyirci del potro puan alınca ayıp olmasın diye alkışlıyordu. o zaman kısa bir süre için acıdım del potro ya.sonra 'ne acıycam daha 20 yaşında elde ettiği başarıya bak o sana acısın, mal' dedim kendi kendime. ağladı kız maç bitince.
ve final:
federer-söderling
ilk önce TRT 3 ün attığı kazığı söylemeden edemiycem.tam maç başlayacakken uydudaki yayını kesti.deli gibi o televizyondan ötekine koştum belediye anteninden izlerim diye.baktım o televizyonda TRT 3 yok . haydaaa. hadi birde onu bulmaya çalış.sinirim tepeme çıktı.internetten izleyim dedim ama internetten de canlı yayın izlemek eziyet.intihar et öteki taraftan izle daha iyi.
bütün bu koşturmaca sırasında federer servis kırarak maça başlamıştı bile.neyse sonradan birisi uyardı galiba uydudaki yayın tekrar geldi.söderling kafasını kaldırıp 'noluyo ya' diyene kadar federer ilk seti almıştı bile.2. sette biraz daha iyiydi söderling tie-break e kadar uzadı set. ama tie-break lerin de kralı olan federer 2. seti de aldı.3. setin de başında servis kırınca seti alması rahat oldu federerin!dediğim gibi hiç final havası yoktu.yarı finali daha finalimsiydi federerin. zaten söderlingin hiç bir yüksek beklentisi yoktu gibi.öylesine çıktı maça.zaten maçta da federere bir övgüler bir iltifatlar. sevdim ama söderlingi federerden sonraki favorim olabilir. maçın en güzel yanlarından birisi her iki oyuncunun da hiç zorlanma sesi çıkarmaması oldu. işte böyle sona erdi roland garros.federer bu sefer mutluluktan ağladı.uzun zamandır peşinden koştuğu kupayı da almış oldu.federerin bu kupayı kazanmasındaki en büyük yardımcısı söderlingdi.rakibine minnettar olmak.
umarım ben de peşinden koştuğum herhangi bir isteğime kavuşabilirim.ve mutluluktan ağlarım.ama benim ağlamam çok çirkindir.biraz ağlama alıştırması yapmam lazım ayna karşısında.
bu arada tamam karar verdim placebonun en güzel şarkısı 'kitty little' yeni albümde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder