pazar günü ankaradaydım. üds vardı. sanırım (ya da umarım) 70 alabileceğim.ama 75 i geçebilsem güzel olurdu.
küçük hesap insanıyım. bütün günlerim hesap yaparak geçmiyor tabi. evde kar zarar durumu yaşamadığım için hesaba çok takılmıyorum ama dışarı çıktığım günler-şu sıralar dışarısı benim için ankara- her saniye durum özeti çıkarmaktan başım ağrıyor, kıvrana kıvrana eve dönüyorum. yerde gördüğüm her parayı çok rahat vicdanla alırım. çünkü o parayı benim karşıma hayat çıkarmıştır almazsam nasibimi tepmiş gibi olurum ayıp olur.sonuna kadar da bu düşüncemi savunurum. şimdiye kadar hayat benim yoluma en çok 10 lira çıkardı. onun dışında karşıma çıkanlar genelde 25 kuruşu geçmez. o günde sınavdan çıkıp belediye otobüsüne bindim. otobüs oldukça kalabalıktı. otobüsün orta kısmında yerimi aldım.bir ışık gözümü aldı. hiii. o da nesi. yerde tamı tamına 15 kuruş var. işte kötü bahtıma bir yumruk atma fırsatı.günlük kar hanemde 15 kuruş yerini almalıydı.düşüncemden ,vicdanımdan tamamen emindim. hayat bana 15 kuruşu bu sefer otobüste vermeyi planlıyordu.teklifini değerlendirmek zorundaydım. ama bu sefer etrafımda bir sürü insan vardı ve hepsi de benimle birlikte ayakta duruyordu. benim -aslında bana ait olmayan- 15 kuruşu almak için eğilmem belli bir boşluk gerektiriyordu.o boşluk da o anda orda değildi.biraz düşünüp otobüsün seyrelmesini beklemeye karar verdim.dakikalar geçiyor otobüs seyrelmek bilmiyordu ve ben de durağıma yaklaşmıştım. şimdi karar vermeliydim ' 15 kuruş ürküttüğüm kurbağaya değecek mi?'. almak için ufak bir hamle yaptım ama olacak gibi değildi.göz göre göre 15 kuruşu orada bıraktım ve yine yumruğu yiyen ben oldum.yerdeki 15 kuruşun benim için maddi değeri yoktu artık.almalıydım onu.ben öne geçmeliydim artık ama olmadı.başkası almıştır onu. zarardaydım yine.
geçenlerde bize gelen komşunun torunu bana 'yıldız teyze (evet teyze) sen büyüyünce ne olacaksın ?' dedi.
27 Mart 2009 Cuma
19 Mart 2009 Perşembe
durumum yok
herşeyi açıklıyor. kendini çok fazla yerin dibine sokmadan, başka bir açıklamaya gerek bırakmadan. oldukça net. ' durumum yok'. her yerde kullanılabilir. durumun olsa bile bahane yerine geçer. ben nasıl akıl edemedim bunca yıldır?hayatıma bu söz dizisini soktuğu için 'flexi card' reklamına teşekkürü bir borç bilirim.bu ifade hakkında çok fazla övgü dolu söz yazmak istiyorum ama ölüyü çok yıkarsak ne olacağını biliyoruz.

evimiz 1. katta olduğundan sokak seslerini oldukça etkili bir şekilde alabiliyoruz. herşeye alıştım da bu kediler beni delirtecek. belediye başkan adaylarının her yılın mart ayında uygulamaya konulacak mart kedisi planı geliştirmelerini istiyorum.benim odanın pencere dibi kötü kedi şerafettinin cihangir parkı gibi oldu. uzunca bir değnek bulup dürtücem 'azdım' diye haykıran kedileri.
evcil hayvan olarak kedi yada köpek düşünmememin sebeplerinden birisi bu (bakımın zorluğu temizlik meselesi bunlarda var). her sene her sene 'ben azdım' diye ortalığı ayağa kaldıracak diye şitrese girerim.
köpekler beni hiç sevmez. köpeklerde benden yayılan 'güvenilmez' sinyalini alan reseptörler var galiba. aradaki mesafe çok uzak bile olsa 'defol burdan, çabuk uzaklaş, görmeyim seni bir daha burada' dercesine havlıyorlar sinirli sinirli. bende onlardan hoşlanmam zaten. ne yapacağı kestirilemeyen bir hayvandır. hiç birşey yokken saldırabilirler.asıl sizsiniz güvenilmez gerizekalılar. hiç sevmiyorum sizi.
kedileri de sevmem sırnaşır dururlar. tırmalar her tarafı, kafasına göre hareket eder, gezer dolaşır günler sonra hiç birşey yokmuş gibi hayatına devam edebileceğini sanır kediler. kimbilir ne yaptın günlerdir.pis.

en güzeli kuş. kuşlar beni çok sever bende onları tabi. hayatımda sahip olduğum hiç bir kuşu satın almadım. ilki (muhabbet kuşu) kaçmış başka bir yerden pencereden içeri giriverdi. beni seçti.sonrada yine kaçarak ayrıldı bizden.çok serseri kuştu gerçekten. ikincisini de(kanarya) arkadaşımız verdi doğar doğmaz şu anda 5 yaşında ve bana aşık tabiki.mevsim geçişlerinde tüy döküyor yani şu anda depresyonda.
Depeche Mode 'wrong ' hastası oldum. parça sanki evrenin başlalangıcından
(varsa tabi) beri varmış da depeche mode un kendisini keşfetmesini bekliyormuş gibi. başkası keşfetse yazık olurdu gerçekten.o kadar depeche mode hissi veriyor ki!.şiddetli tavsiyeler efenim....
canlı performansını izlemek istediğim sayılı gruplardan birisi depeche mode.bir diğeri de placebo. ikisi de Türkiye'ye geldi ama durumum yok.
5 Mart 2009 Perşembe
asistan kıyımına son
Bugün CNN türk de asistanların üniversitede sabahlama eylemleri hakkındaki haberi izledim. Konu 50/d lilerin kadro meselesiydi. Lisans eğitiminin ardından çalışma hayatına atılmadan akademik kariyere yönelen kişiler Yüksek lisans ya da doktora öğrenimleri boyunca üniversitede asistan olarak görev alıyorlar ve öğrenimleri sona erince de okuldan ayrılıyorlar. Bu durumu asistanlık görevlerine başlamadan kabul ediyorlar. Haber yayınlanırken hükümetin konuyla ilgili yetkilisi telefonla yayına bağlandı ve bu araştırma görevlilerinin bu durumu göreve başlamadan önce kabul ettiklerini onaylayan bir imza attıklarını dolayısıyla kadro isteme haklarının olmadığını belirten bir konuşma yaptı. ayrıca bu konuşmada yetkili adı geçen 50 /d yasasının lisans eğitiminden sonra kişileri akademik kariyere teşvik ettiğini de söyledi.

Hükümetin (kendi adıma) günü kurtarma politikasını izlediğini biliyorum. Baz tamamen seçim takvimi. Gerçekten akademik kariyerine devam etmek isteyen heyecanlı kişiler bu politikanın kurbanı. yine hükümetin günü kurtarma politikasının bir ürünü olan her ile tabela üniversitesi ve artan üniversite mezunu(!) işsizler ordusunun bir kısmı sadece para kazanmak amacıyla üniversitede kalmak için akademik kariyere yöneliyor. Bir şekilde (torpil) üniversitede 50/d ile iş bulabilenler ise bu sefer de gelecek kaygısına kapılıyorlar.çünkü bu iş size ancak 3-4 yıl kadar kazanç sağlayabilir. Burda akademik kariyere yönelimin sebebi sadece para. İşi sadece düzenli para olarak görenler bunlar. Derdi gerçekten bilim olanlar ayrı.Kafasında sürekli gelecek kaygısı olan biri kendini tam anlamıyla işine veremez galiba. Dolayısıyla da ortaya çok az işe yarar kaliteli eser çıkıyor.
insanları zorla üniversiteye sokup adına üniversite mezunu diyen hükümet keşke bunu ülkenin gerçekten ihtiyacı olduğundan yapsa . her sene daha fazla (niyeyse) genci üniversiteli yapacaz diye kontenjanlar artırılıyor. bu gençler birkaç sene sonra mezun olduklarındaysa işsizler ordusuna adlarını yazdırıyorlar. çok kötü çok.bir kaç sene sonra seçim gelirse başka bişey buluruz.kalitesiz işler.
haber için http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/10023.htmlbenim yazdığımdan birşey anlamayanlar bi zahmet haberi okusun.
Çalıştığım konuda çalışan son kişi zaten makalesinden yararlandığım hocammış . yeni öğrendim. gerçi bunu bana söyleyen hocam da beni devam etmem için gazlama amacıyla söylemiş olabilir. çabuk gaza gelirim.
söylemek istediğim o kadar kişi var matematik bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışan. ne biliyim...devam edicem tamam gelmeyin üstüme. bayrağı ben taşıycam!hey yavyum.

Yavyum dedimde bugün kırtasiyede (öğretmendi heralde) bir kadın 'acaba peyami safa nın 'cingöz recai' kitabı var mı 'dedi. bana bir gülme geldi orda. ayıp oldu mu acaba?cingöz recai çok sık kullandığım bir tamlama (tamlama mıdır?)dır. başkasından duyduğum için heralde komik geldi. Hastasıyım türk filmlerinin.
Tezin savunmasından çok evrak işleri daha bezdirici.bende asistan istiyorum.şu işleri yapsın benim için.yarın yine ankaradayım koşturacam öfff.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)