27 Ağustos 2010 Cuma

ramazan + saptamalar

ramazanın yarısını geçmiş olsak da bir şeyler yazabilirim sanırım. genel düşünce uzun yaz günleriyle ramazan ayı gereklerinin biraz zor geçinecekleri yönündeydi.ramazan başladığında o iğrenç sıcakların ortasındaydık. her kanalda ayrı bir doc, yapılacaklar, yapılmayacaklar listesi veriyordu. ödümüz koptu nasıl dayanıcaz diye. ama gelin görün ki hiç de öyle olmadı. kendi adıma hiç mi hiç açlık hissetmedim. dışarıda işim olmadığında susuzluk problemi de yaşamadım çok şükür. hemen bir genelleme yapayım: sanırım olağan yaşamımda da çok zor olacağını düşündüğüm işler için ağırdan alma davranışı (öğrenilmiş çaresizlik de deniyor) sergiliyorum , 'beni almazlar', 'sınavı geçemem', 'armudun sapı var'... gibi. ama eğer bu iş hayırlı bir iş ise Allah'ım yolumuzu doğrultuyor, rahatça sonuca ulaşıyoruz. istekle başlamak önemli , daha açıkçası 'niyet etmek' önemli. ne susuzluk ne de açlık, vız gelir tırıs gider.ramazanın verdiği dersler çeşitlidir. hem de tam zamanında.
çorumda ramazanla ilgili saçma bir gelenek var. iftardan sonra simitçilik müessesesi. yaşları 5 ile 16 arasında değişen göbeller(çorum ağzıyla yeni yetme oğlan çocuğu, cümle içinde: göbele bah la!) sitelerin arasında olanca güçleriyle bağırarak ve onlara eşlik eden yankılarıyla birlikte simit satmaya çalışıyorlar.bu gelenek ramazan ayının kış günlerine rastladığı sırada birden bire ortaya çıktı ve o dönem iftardan sonra acıkmak için zaman kaldığı için halktan da rağbet gördü. soğuk olduğu için de dışarıda fazla kalamıyordu simitçiler , saat 9,10 gibi boşaltıyorlardı sokakları. ama şimdi simit satmaya 9 da başlıyorlar ve 12 ye kadar bağırıyorlar. kimse de acıkmadığı için almıyo tabi. onlarda ellerinde kalan simitleri satabilmek için neredeyse sahura(ailemizde sahura inatla temcit diyen son kişi de iki sene önce vefat etti. acaba onun yerine ben mi devam etsem temciti yaşatmaya) kadar rahat bırakmıyorlar. sinir oluyorum. onlar gidiyor 1 saat sonra davulcu ve zurnacı geliyor. evet yanlış okumadınız, ramazan davulcusu gelenek anladık ama ramazan zurnacısı var çorumda. hep de aynı türkü.
saptamalarla kaplamalarla:
1) her sene yaz başı sibel canı görürdük gerek magazin gerekse ana haberlerde: sibel can diyeti başlıklı haberlerle, o da keyifle anlatırdı:efendim karpuz peynir, efendim puanlı yemek... gibi. fakat bu sene sibel can diyeti çıkmadı piyasaya farkettiniz mi?zaten diyet yapmadığı da ortada, herkesin aksine sibel cana kilonun yakıştığını düşünmüyorum.kocaman bir şey olmuş.sibelcim koyvermiş gitmiş.
2)flash tv(bu kanala çok şey borçluyum) beni şaşırtmaya devam ediyor.küstüm şov da canseveri gördüm yıllar sonra, garip bir his kapladı içimi, bananeyse, bana neyi ve dolayısıyla hangi hissi hatırlattı bilmiyorum.boşverin
3)levent yüksel , olgun kişi.abi gibi. yaşlandıkça ilyas salmana benzemesini hiç yadırgamıyorum.corc kuluni ayhan ışığa ne kadar benziyorsa levent yüksel de ilyas salmana o kadar benziyor. buradan bir sonuç çıkarabilirim ama ilyas salmanın ve levent yükselin yaşlarıyla ilgili bir bilgiye sahip olmadığımdan, dolayısıyla matematiksel olarak tatmin olamadığımdan dolayı o sonucu çıkaramıyorum.
4)ve reklamlar tabi;yataş reklamı: yorganın ayak ucu kısmından annenin, babanın ve de bir çocuğun ayaklarını görüyoruz(anne ve baba olduğu sonucunu ben çıkardım,iddialı değilim) aklıma gelen soru: çocuğun ayakları görünüyorsa o şekilde kafası tam olarak nereye geliyor? çocuk boğulmak üzere olduğu için mi ayaklarını kırpıştırıyor?(tamam biliyorum göz kırpıştırılır,ne yazıyım ki ama?)
5)kavak yelleri dizisi:3 hafta öncesine kadar türkiye ortalamasına göre özgün bir kurgusu olduğuna inandığım bir diziydi. taaaki 'şeytan marka giyer' filminin sahnesini kopyalayıp yapıştırdıkları bölüme kadar. diziyi devam ettiricez diye zorlamanın alemi yok.
bu arada dizide mine karakterinin saçlarını çok beğeniyorum sanırım kayıtsız kalamayacağım.
6)reklama dönüş: nazo: 5 saniyelik reklamla ne kadar başarı sağlanır demeyin. hangimizin aklında kalmadı melodisi. ramazan için de paraya kıyıp ayrı bir beş saniyelik reklam yapmışlar helal olsun.
sonbaharda daha mutlu olurum niyeyse.