
rüya görmek benim için yeterince mucizevi bir olay gerçekten. gördüğümüz rüyalar uyanınca ne kadar anlamsız.doğrusu hayat da böyle. ölünce onun ne kadar anlamsız olduğunu anlayacağım. hepsi bir rüyaydı diyeceğim. hayat rüyaların geneliyken daha büyük hayatların özeli olacak.böyle iç içe geçmiş hayat katmanları varmı acaba. ama bu iş biraz yer kaplar.ekönömik (ekonomik dendiğinde aklıma devlet bahçeli gelir. ekonomik diyemez ekönömik der lütfen bir grup toplantısını izleyin.şimdi ciddi bir yazı okur gibi devam edin ) değil.doğayı izleyerek onun her konuda en yüksek verime sahip yapıları olduğunu biliyoruz. mesela arıların peteklerinin altıgen olması(ilk aklıma gelen) bunun yeri kullanmada en verimli şekil olduğunu biliyoruz.o zaman bu iç içe geçmiş hayatlar bu kurala ters düşer. onun yerine belki de bu hayat bilmecesi bir klein şişesi gibidir (bkz şekle).yaşadığını sandığımız hayatta aslında bir rüyanın içindeyizdir. rüya gördüğümüzü sandığımız zamanlarda da aslında hayattayızdır.çünkü rüyadayken yaşadıklarımız bize anlamsız değil oldukça sıradan geliyor.garip değil mi? rüyadayken Ayşe diye bildiğimiz biri yani bize ayşeymiş hissi veren bir kişinin ahmet gibi görünmesi ve beni asıl şaşırtan bunu oldukça doğal karşılamamız.rüyadayken bunu garip karşılamıyoruz ama uyandıktan sonra saçma sapan olduğunu söylüyoruz.şimdi niye rüyada olmayalım.rüya görürken rüya gördüğümüzün farkında olmuyoruz. şimdi niye farkında olalım. evet hepimiz birer klein şişesiyiz.ve evrenin yapısının da böyle olduğunu düşünenler var.matematik güzel şey!